5. Bireysel Vatandaşlıktan Aktif Vatandaşlığa

Vatandaşlık, tanımı gereği, birey ile üyesi olduğu devlet arasındaki ilişkiyi ifade eden bir kavramdır. Hukukun verdiği hak ve sorumluluklar bu ilişkiyi şekillendirmiştir. Ancak günümüz toplumlarında sadece görevlerini yerine getirmek ve iyi bir vatandaş olmak yeterli değildir; 20. yüzyılda son yıllarda ortaya çıkan aktif vatandaşlık kavramı, hem bu gerekleri yerine getirmeye yönelik bir devlet politikasına, hem de toplumsal refaha yönelik bireysel çabalara karşılık gelmektedir. Katılımcı davranışın ön planda olduğu bu vatandaşlık türü, siyasi, sosyal ve sivil boyutlarda meydana gelen krizleri ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Yönetim temelli uygulamalar, toplumsal uyumu geliştiren davranışlar, kişilik hak ve sorumlulukları aktif vatandaşlık politikalarının hedefidir. Bu çabalar özellikle büyük şehirlerdeki pasif kentsel sakinlerini hedef alır. Modern vatandaşlık türlerinden biri olan aktif vatandaşlık, mikrodan makroya doğru gelişir, aşağıdan yukarıya doğru bir mücadelenin göstergesidir ve kamusal alan temel argümandır. Sosyal ve refah düzeyi iyi olan devletler tarafından özellikle teşvik edilmesi gereken aktif vatandaşlar, kurumsal düzeydeki politikalara saygı duyarak ve tüm süreçlerde yer alarak konumlarının en verimli şekilde işlemesi için mücadele ederler (Ebersold, 2007; Altun, 2020). 

Skip to content