C. Katılım

Özellikle 1980’ler sonrasında tartışılmaya başlanan katılım kavramı, bugün kamu politikalarının merkezinde yer alan ve gönüllülük, işbirliği ve sorumluluk gibi aktif vatandaşlığın temel unsurları arasında görülmektedir. Bu politikalar, yasal reformların geliştirilmesi, birey veya grupların fikirlerini ifade etmeleri ve sosyal hizmetlerin belirlenmesinde etkili olmaları konusunda vatandaşlara önemli imkânlar sunmuştur. Refah devletleri açısından bakıldığında kamu güvenliği sorunları, sosyal ayrışma, yaşanabilirlik konusunda eksiklikler ve en önemlisi yerel meselelerle ilgilenmek için vatandaş katılımı önemini ve değerini günümüzde göstermektedir.

İyi bir vatandaşın aktif olarak katılım göstererek demokratik vatandaşlığın unsurlarını da yerine getirdiği açıktır. Katılım, bir vatandaşın yalnızca siyasi süreçler hakkında değil, aynı zamanda başkalarının görüşleri ve çıkarları hakkında da öğrenmeye istekli olduğunu gösterir. İyi bir vatandaş, hukukun üstünlüğüne saygı gösterir ve tam olarak ne anlama geldiği genellikle tartışmalı olsa da, diğerlerine etik ve ahlaki bir şekilde davranma yükümlülüklerini kabul eder (Steenekamp & Loubser, 2016: 119).

Aşağıda bazı katılım türleri verilmiştir.

 

  • Siyasi Katılım: Modern demokrasi kuramında siyasi katılım, bireylerin vatandaşlık görevlerine yerine getirme sürecini öğrenmeleri için bir araç olarak kabul edilmektedir. Siyasi katılım bireylerin bakış açılarını genişletir, şahsi çıkarları dışında kamusal meselelerin de olduğunun farkına varmalarına imkân verir. Günümüz kitle toplumlarındaki demokrasilerin çoğu temsili olsa da, karar alma sürecine katılım, hala demokratik yönetişimin önemli bir unsuru olarak görülmektedir. Demokrasinin farklı bağlamlarda ve farklı düzeylerde faaliyet gösterebildiğinden hareketle, katılım süreçleri ve kararları etkileme konusunda merkezi konumdadır. Katılım, temsil için önemli bir katkıdır ve toplumsal eşitsizliğin mevcut olduğu toplumlarda telafi edici bir özelliğe sahiptir (Lombard, 2013: 137).
  • Sivil Katılım: Sivil katılım kavramı sosyal ve siyasi katılım arasında değişkenlik gösteren bir boyut olarak günümüz sosyolojisinde değişkenlik gösteren bir ifadedir. Çünkü ekonomik, sosyal ve siyasi ilişkiler arasında çizilen çizgiler tam olarak net değildir. Buradan yola çıkarak devlet elinde olmayan dinî gruplar, basın, yardım kuruluşları, okullar, esnaf birlikleri, sendikalar ve kampanya kuruluşlarını içeren bir geniş ölçeğe sahiptir. Bu değişkenlik katılımın adaletsiz, eşitsiz ve dengesiz durumları da içermesine sebep olmaktadır
  • Sosyal Katılım: Daha çok toplumsal düzenin değişimi ile birlikte ortaya çıkan dini, ekonomik ve sosyal krizlerin aşılmasına yönelik olarak vatandaşların komşuluk, mahalle veya kent düzeyinde gerçekleştirdikleri katılım düzeyine karşılık gelmektedir. Bu katılım türü özellikle iletişim teknolojilerinin son dönemlerde çok gelişmesine bağlı olarak artan bir seyir izlemektedir. Çevresel düzenlemeler, komşuluk ilişkileri, bulunduğu ortama daha çabuk aşina olmak ve genel düzeyde bilinç kazanmak temelli bir katılım türüdür (Altun, 2020).

Figure 1. Vatandaşlık Katılımı

(Altun, 2020)

Skip to content